Sayı Bilgileri Issue Information
pp. i - vi | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115 Abstract Keywords: | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Kadın Haklarında Çoklu Ayrımcılık Üzerine Kesişimsel Bir Okuma Z. Gönül Bakır pp. 1 - 12 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.1 Abstract Son yıllarda, kadın hareketlerinin etkin çalışma ve kazanımlarıyla, ataerkil yapının özel alana ait kılmaya çalıştığı kadına yönelik şiddet ve ihlallerinin kamusal alana ait olduğu ve bunun toplumsal bir sorumluluk olduğu anlaşıldı. Kadına yönelik şiddet ve tecavüzlerin, ataerkil yapının baskıladığı geniş ölçekli bir tahakküm ilişkisinin parçası ve aracısı olduğu görülmektedir. Kadın haklarındaki bireysel, izole edilmiş ve devlet müdahalesinden bağışık olduğunun kabulüne dayanan bu soyut birey anlayışı yerine ırk, cinsiyet, toplumsal cinsiyet gibi kategorilerin öncülüğünde, kadın haklarında, kimlik temelli bir mücadele ve kadın kimliğinin yeniden inşası ihtiyacı öne çıkmaya başlamıştır. Sosyal alanlardaki kadın haklarının analizinde, birden çok ayrımcılık türünün aynı anda oluştuğunun görülmesiyle, bu şekilde eş zamanlı olarak yaratılan çoklu ayrımcılığın, kadınlar üzerinde çok daha derin sonuçlar yaratmıştır. Mevcut ayrımcılık anlayışımızın, ayrımcılığı sadece tek bir eksende görmeye bizi nasıl koşullandırdığının ve sınırladığının anlaşılmasıyla, çoklu ayrımcılık uygulamaları daha da görünür hale gelmiş, çoklu ayrımcılıkla birlikte anılmaya başlayan kesişimsellik kavramı ve analizleri ortaya çıkmıştır. Kesişimsellik kavramı, bir grubun etnik bağlam, cinsel yönelim, sınıf, yetenek, etnik kökeni, sosyo ekonomik durumu, din veya toplumsal cinsiyete göre birden çok şekilde yapılan, çoklu ayrımcılık ve baskı çeşitlerini birlikte ele alarak değerlendirmek için, uygun bir kavramsal çerçeve yaratmaktadır. Kesişimsellik algısı ve çalışmalarında, sosyal kimliğin, cinsiyet, ırk ve sınıf gibi tek tip analiz kategorilerinin ötesine geçilmekte, ırk, etnik köken, cinsiyet, sınıf, cinsellik ve yetenek gibi kategoriler, sosyal olarak yeniden bütüncül bir şekilde yapılandırılmakta ve sosyal adaleti destekleyerek, dezavantajlı grupların ilerlemesiyle birlikte, aynı zamanda sosyal yapının tüm yaşamımızı nasıl şekillendirdiğini de açıklamaktadır. Kesişimsellik kavramının sosyal alanda kullanılması, konulara çok boyutlu bakış açısı getirmekte, toplumsal yapının görünmeyen, görülmek istenmeyen yönleri de açığa çıkarmış olmaktadır. Kesişimsellik çalışmaları, çoklu ayrımcılığı göz önüne çıkararak, cinsiyet ve ırksal eşitsizliklerle birlikte eğitim, kimlik, yapı, sosyal aktivizm gibi birçok faktörün birbiriyle kesiştirilmesiyle, olayların farklı şekilde okunmasını ve yorumlanmasını sağlamaktadır. Kesişimsellik, çoklu toplumsal boyutlar ve toplumsal ilişki biçimlerindeki ayrımcı ilişkilerin birleşmesi olarak tanımlanabilir. Kesişimsel ayrımcılık kavramı, tek ve sabit bir sosyal ayrımcılığın ötesine geçerek, dezavantajlı gruplar ve kadınlar üzerindeki sosyal konumlandırmayı, kesişen güç eksenleri matrisinde birleştirerek, algılamakta ve kadın haklarında yaşanan çoklu ayrımcılıkla ilgili bütüncül bir çerçeve yaratarak, yeniden değerlendirme olanağı yaratmaktadır. Keywords: kadın hakları, çoklu ayrımcılık, kesişimsellik | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Vakıf Üniversiteleri ve Personelinin Hukuki Statüsüne İdare Hukuku Bakımından Genel Bir Bakış Mehmet Merdan Hekimoğlu pp. 13 - 22 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.2 Abstract Kanunla kurulan kamu tüzel kişileri olarak kamu hizmetlerini yerine getirmek üzere öğretim elemanı istihdam eden vakıf üniversitelerindeki akademik personelin idari hizmet sözleşmeleriyle çalışan kamu görevlileri olduğu tartışmasız bir gerçeği oluşturmaktadır. Bu kapsamda ortaya çıkan idari sözleşmelerle ilgili hukuki uyuşmazlıklara idare hukuku kuralları uygulanacak ve bunlar idari yargı düzeninde çözüme kavuşturulacaktır. Yapılacak mevzuat değişikliğiyle vakıf üniversitesi akademik personelinin, vakıf üniversitelerinin faaliyetlerinin sona ermesi ile eğitim öğretime devam edilecek olan kamu üniversitesine intibaklarının yapılması büyük bir önem taşımaktadır. Keywords: vakıf üniversitesi, kamu görevlisi, idari sözleşme, idari yargı | |
Orjinal Araştırma Makaleleri "Wide Sargasso Sea" ve "Damascus Bitter Sweet" Romanlarında Kadın Baskısını Sessizliğin Sesleri Üzerinden Keşfetmek Lara Abaziz & Nazife Aydınoğlu pp. 23 - 43 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.3 Abstract Edebiyatın önemli bir yönü, bir toplumdaki kültürel inançların incelenebileceği bir araç olarak işlev görmesidir. Bu çalışma, farklı toplumlarda deneyimlenen ataerkilliği incelemeyi amaçlamakta ve bu nedenle Jean Rhys'in Wide Sargasso Sea ve Ulfat İdilbi'nin Damascus Bitter Sweet adlı iki romanını nitel bir analizle ele almaktadır. Feminist edebiyat kuramı kullanan bu araştırma, kadın karakterlerin karşılaştığı mücadeleler, güç dinamikleri ve baskıların yanı sıra toplumsal cinsiyet kalıpları ve çeşitli kültürlerde kadınların benliklerini ortaya koymalarının engellenmesini incelemektedir. Çalışma, kadın kahramanlar Sabriya ve Antoinette'in karşılaştığı baskı ve şiddeti analiz ederek toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin çeşitli metinlerde nasıl tasvir edildiğini incelemekte ve kadınların Viktorya dönemi ataerkil toplumlarında kısıtlandıklarını, güçsüz bırakıldıklarını ve itaatkarlık ve sömürüye maruz kaldıklarını göstermektedir. Bu, kadınları erkeklere bağımlı bir konumda tutmak için psikolojik, ekonomik ve cinsel stratejilerin kullanılmasını içerir. Bununla birlikte, bu çalışma kadınların bu tür zorluklar karşısındaki direncini ve gücünü de vurgulamakta ve cesaretleriyle bize ilham vermektedir. Keywords: Damascus Bitter Sweet, feminist edebiyat kuramı, toplumsal cinsiyet rolleri, baskı, güç dinamikleri, direniş, Wide Sargasso Sea | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Rumeli ve Balkan Türkülerinin Ezgilerinde Mekân Erdoğan Altınkaynak pp. 44 - 54 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.4 Abstract Mekân kelimesi “barınılacak yer”, “hane”, “coğrafi parça” gibi anlamlar içerir. Mecazi olarak da “işletme”, “sahip olunan yer” anlamında da kullanılır. Edebiyatta özellikle kurgusal eserlerde “olayın geçtiği yer” şeklinde tanımlanır. Kökenleri Orta Asya’dan beslenerek gelen kadim Anadolu kültürünün temel ögelerinden biri olan türkülerde de mekân kavramı belirli duyguların oluşturulması, dinleyicinin hayal gücünü ortaya çıkarması ve düşüncenin işlenmesi amacıyla yoğun bir şekilde işlenmiştir.Türküler üzerinde çeşitli özelliklerin incelenmesi ve bilimsel olarak ortaya konulması amacıyla farklı alanlardan çok sayıda araştırmacı çalışma yapmıştır. Bunlar “araştırma”, “derleme”, “inceleme”, “tasnif”, “yayın”, “icra” çalışmaları şeklinde ayrı ayrı veya bir bütün olarak çalışma konusu olabilir. Bu çalışmalarda türküler; “konuları”, “ezgi yapıları”, “tür ve şekil yapıları”, “yöresel özellikleri” ve “yayılma sahaları” gibi çeşitli açılardan değerlendirilmiştir. Geleneksel açıdan bu tasnif şekli doğrudur. Şu ana kadar yapılan türkü tasnifleri neredeyse birbirinin aynısı olarak ortaya konulmuştur. Ancak türkülerin sadece ezgi, şekil ve konu başlıklarından ibaret olmadığı tarzındaki bir bakış açısı ve düşünce şu ana kadar tasnif çalışmalarında pek önemsenmemiştir.Edebi ürünlerde olaya ait anlatımlarda her zaman olayın kurgulandığı ya da duyusal / duygusal ilişki kurulduğu bir mekân da vardır. Edebi eserin başlangıcı konusunda da türe, eserin içeriğine, amaçlanan duygu ve düşünceye ve kullanılacak tekniğe uygun biçimlerde oluşturulur. Bu makalede, Trakya ve Rumeli türkülerinde ilk mısraın veya birbiriyle bağlantılı olarak ilk iki mısraın konunun somutlaşmasını sağlamak ve gerçeklik duygusunu ortaya çıkarmak amacıyla bir mekâna atıfla başladığı belirlenmiştir. Bu mekanlar (1) “türkünün geçtiği mekânı ve türkünün nereye ait olduğunu belirtmek”, (2) “olayın geçtiği yeri bildirmek”, (3) “türkünün maksadını ve mesajını ifşa etmek”, (4) “olayın trajik veya dramatik bir durumu arz ettiğini işaretlemek”, (5) “konunun içeriğine uygun bir sembol olarak kullanmak” ve (6) “türkünün kahramanının son durumunu belirtmek” gibi başlıklar altında toplamak mümkündür. Mekânların türleri ile ilgili olarak, (1) “şehir veya yerleşim adları”, (2) “ırmak, dağ gibi coğrafi unsurlar”, (3) “liman, pazarlar, çarşı gibi ticari mekânlar”, (4) “pencere, oda, çeşme gibi dar mekânlar”, (5) “yol, avlu, evlerinin önü” gibi belirsiz mekânlar ile (6) “kahve fincanı, kese, mendil, giysi gibi eşya ve aletlerden oluşan gizli mekânlar” şeklinde bir sınıflandırma yapılabilir.İncelenen türkülerin sözel yapısı da değerlendirilmiş ve türkülerin belirli bir sıra içinde oluşturulduğu belirlenmiştir. Rumeli ve Balkan Türkülerinin sözleri, sıralama, mekanların türkülerde kullanıldığı yerler, kullanılma işlevleri ve tasnifleri bu makalede araştırmanın ana ekseninin oluşturmaktadır. Keywords: place, folk songs, Rumelia and Balkan, structure of folk songs, functions of place | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Arguvan Türkülerinde Simgesellik Üzerine Bir Değerlendirme Hüseyin Şahin pp. 55 - 81 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.5 Abstract Çalışmamızda konu ettiğimiz Arguvan türkülerinin coğrafi kaynağı olan Arguvan İlçesi Malatya'nın 72 kilometre kuzeyindedir.Türkülerin yakılmasına; coğrafi konum, üretim-tüketim ilişkileri, iklim, tarihsel süreçteki olaylar, ekonomi gibi toplumsal yaşamın kültürel süreçleri içerisinde belirginleşme ve etkili olmasında önemli rol oynamışlardır. Kültürel oluşumlarının-duruşlarının yöresellikten gelenekselliğe, geleneksellikten bölgeselliğe ve bölgesellikten ulusal boyuta taşımalarını sağlayan zengin bir kültürel alt yapı oluşturduklarını da gösterir.Yöre türkülerini uzun hava, kırık havalar ve “içeri makamı” olarak adlandırılan deyişler, duvazlar, semahlar, gülbenkler olarak da sınıflayabiliriz. Türkülerin oluşmasına/oluşturulmasına katkıda bulunanlar ve davranış zinciri içerisinde etkiledikleri/ etkilendiklerinde; kör kadercilik, ayrılık, karış verme-sitem, gurbet, inançlar, hastalık-derde düşme, sevinç, çare ve çaresizliğin, umudun-umutsuzluğun, sevdanın, ölümün, yoksulluğun, korkunun, insan-doğa ve yaşam sevgisinin, yaşama coşkusunun iç içe girdiği konular ve ifadelerle; ezginin ve sözlerin uyumuyla bütünleşen, hayatın her alanında yaşanmışlıkları ifade etmişlerdir. Tarlada, köy odasında, harmanda, ölümde, düğünde, bayramda, asker uğurlamada, muhabbetlerde bir araya gelindiğinde türküler söylenir, ağıtlar yakılır. Bazen de insanları bir araya getiren türkülerin söylenmesidir.Türküler bir olay ya da duygu sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu duygular aşk ve cansız, canlı varlıklara (doğa, dünya vb.) olabileceği gibi sılaya, sevgiliye özlem duygusu da olabilmektedir. Bu duyguların yanı sıra kimi inanç, gelenek ve törenler için çeşitli adlar alan türküler de vardır. Arguvan ağızlı ezgilerin %90-98 gibi büyük çoğunluğunda "la karar"; bunların dışında ise "si-do-re" kararda ezgilere rastlanır. Keywords: Arguvan, Arguvan melodies, içeri makam, song, symbol, long melody, lilt melody | |
Derleme Makaleleri Şanlıurfa Çocuk Oyunları Dilek Kargın & Erdoğan Altınkaynak pp. 82 - 103 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.6 Abstract Hareket eden canlıların tamamı doğumlarından sonra dışardaki hayatı algılama, dengede durma, hayatta kalma, hoşça vakit geçirme, toplu hareket etme, saldırma ve savunma gibi davranışları oyun yoluyla öğrenir. Oyun, oyuncu ve oyuncak birbirini tamamlayan kavramlardır. Bu üçlüyü tamamlayan diğer kavram veya eylem ise sayışmacalardır. Sayışmacalar söz veya hareketle gerçekleştirilir. Oyun çok ciddi bir iştir. Günlük hayatta yapılan herhangi bir kural dışı hareket hoş karşılansa da oyun içerisinde kural dışı hareket affedilmez. Kazanan veya kaybeden tarafın oyun neticesinde bir cezası veya mükafatı da olacaktır. Oyuncu takım içinde bir birey olarak bulunur. Aynı zamanda tek başına da bir oyun oynayan durumunda da bulunabilir. Ancak tek başına oyundan oyuncu çabuk sıkılabilir. Yalnız kızların oynadığı, yalnız erkeklerin oynadığı ve kız erkek birlikte oynanan oyunlar oyunların kategorisini belirler. Oyun kategorilerini belirleyen bir diğer unsur da alet ve eşyalarla oynanan oyunlar ile aletsiz oynanan oyunlar şeklinde yapılabilir. Aynı zamanda oyun mekanları itibariyle de birbirinden ayrılabilir. Bir oyuncu için oynanan oyuna uygun oyuncak da önemlidir. Bu oyuncak hazır halde bulunabildiği gibi oyuncular tarafından da icat edilebilir. Şanlıurfa tarihi geçmişi olarak oldukça eski bir yerleşim alanıdır. Çeşitli etnik kimliklere mensup insan topluluklarını içinde barındıran bu coğrafyada kültürel etkileşim de kaçınılmazdır. Şanlıurfa çocuk oyunlarının bir kısmı geleneksel ve kökleri eskiye gittiği gibi bir kısmı da yakın zamanda ortaya çıkmıştır. Oyuna başlamadan kimin önce oynayacağını belirlemek üzere yapılan sayışmacalarında da bu durum açıkça görülmektedir. Keywords: oyun, oyuncak, oyuncu, sayışmaca, Şanlıurfa | |
Kitap İncelemesi Ihsan Ozanoglu: Halk Tababeti I-II Elif Değer pp. 104 - 113 | DOI: https://doi.org/10.29329/ufusobed.2025.1115.7 Abstract Bu çalışma İhsan Ozanoğlu'nun Kastamonu'da derleyip yazmış olduğu "Kastamonu Halkıyat ve Harsiyatı-Halk Tababeti I-II" adlı iki ciltlik eserde halk hekimliğine dayalı teşhis ve tedavi yöntemlerinin neler olduğu, nasıl adlandırıldığı, sağaltmanın nasıl yapıldığına dair bir araştırmayı içermektedir. Bu eser, Kastamonu İl Halk Kütüphanesi'nde bulunan, iki ciltten oluşan, Latinize el yazması, yayımlanmamış bir eserdir. İki ciltten oluşan bu eser toplam 376 sayfadır. 1-190 arası ilk cildi, 191-376 arası ise ikinci cildi oluşturmaktadır. Eserde koparılmış çok sayıda yaprak bulunmaktadır. Keywords: medical folklore, İhsan Ozanoğlu, review |